İskenderun Körfezi

“İskenderun Körfezi, 2000’li yılların başından itibaren bir sanayi havzası yapılmaya çalışıldı. Sanayi tesislerinin insan sağlığı üzerinde, hayvancılık üzerinde, tarım üzerinde etkisi ve sonuçları planlanmadan yapıldı.”

Çukurova ve İskenderun Körfezi: Ortak Kader

Sadun Bölükbaşı / Adana Çevre Koruma Derneği Başkanı

Çukurova, eski adıyla Kilikya, Adana, Mersin, Osmaniye ve Hatay illerini içine alan Güney Anadolu’daki coğrafi, ekonomik ve kültürel bir bölgedir. 5,62 milyon nüfusuyla, Türkiye’deki en büyük nüfus yoğunluğuna sahip bölgelerinden biridir. Çukurova batıda Anamur‘dan başlamakta olup Akdeniz boyunca doğuya doğru uzanmakta, en kuzeyde Tufanbeyli‘ye kadar genişlemekte ve İskenderun Körfezi‘ni kuşatmaktadır. Çekirdek alanı ise batıda Mersin‘i, kuzeyde Kozan‘ı, doğuda Osmaniye‘yi ve güneyde Akdeniz‘i kaplayan Çukurova (Kilikya) düzlüğüdür.

Çukurova Toros ve Amanos Dağları ile kuşatılmış ve hakim rüzgarın güneybatıdan estiği yüzünü Doğu Akdeniz’e dönmüş eşsiz güzellikte bir coğrafyadır. Akdeniz’in Anadolu’nun içlerine doğru Çukurova ile kuçaklaştığı yer ise İskenderun Körfezi’dir. Hakim rüzgarlar ile taşınan hava kütlesi içindeki her şey ile Toroslar’a çarpar fakat aşamaz. Güneybatı yönünde esen rüzgar bu kütleyi Amanos Dağları’na doğru iter ancak bu kütle Amanoslar’ı da aşamaz ve içindeki nemi ve diğer her şeyi Amanoslar’a yağış olarak bırakır. Bu nedenle Mersin bölgesindeki bir kirletici sadece orayı değil aynı zamanda İskenderun’u da kirletir. Kısacası tüm Çukurova  ve dolayısıyla İskenderun Körfezi aynı ortak kaderi paylaşmaktadır. Bunun farkında olan bizler Doğu Akdeniz Çevre Dernekleri, başta Adana Barosu, Adana Tabip Odası ve Ziraat Mühendisleri Odası gibi meslek odaları ve Erzin/Yeşilkent Sulama Kooperatifi ve Erzin Narenciye Üreticileri Birliği gibi üretici birliklerinin desteği ile DAÇE (Doğu Akdeniz Çevre Platformu) olarak yaşam hakkımızı ve ekosistemimizi korumak için mücadele ediyoruz.

Çukurova, iklim değişikliği etkilerine bakacak olursak; Çukurova Üniversitesi, TÜBİTAK ve İnsanlık ve Doğa Enstitüsü’nün (RIHNJaponya) yaptığı çalışmadaki öngörülere göre; 2070 yılında Çukurova’nın en önemli havzası olan Seyhan Havzası’nda hava sıcaklığının 2-3,5°C artması, yağışların %25-35 azalması, dağlardaki karların daha erken erimesi, sulama suyunun azalması, tarımsal ürün deseninin değişmek zorunda kalması, kuru ve sulu tarım bölgelerinin etkilenmesi, yeraltı suları üzerindeki kullanım baskısının artması ve kirlenme riskinin oluşması, kıyı bölgelerinde 10 km içerilere kadar yeraltı sularına tuzlu deniz suyunun karışması beklenmektedir.

Ayrıca Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’nce (IPCC) yürütülen ön çalışmalara göre Seyhan Havzası’nın ve Çukurova’nın içinde yer aldığı Akdeniz Havzası küresel ısınmaya karşı en hassas ve savunmasız bölge olarak tespit edilmiştir. Küresel ısınmaya bağlı oluşan iklim değişikliği salgın hastalıkların artışına sebep olmaktadır ve olmaya devam edecektir. İçinde bulunduğumuz COVID-19 salgını günlerinde bu gerçekle tüm dünya olarak yüzleşiyoruz. 

Bölgemiz birinci sınıf tarım arazilerine sahiptir. Narenciye, buğday, yerfıstığı, mısır, pamuk başta olmak üzere her türlü yaş sebze meyve ve diğer tarımsal, hayvansal gıda üretiminde ve balıkçılıkta önemli bir alandır. Aynı zamanda temiz içme suyu kaynakları açısından zengin olan bölge maalesef yoğun kirletici baskısı altındadır.  Plansız sanayileşme politika ve uygulamaları ile kıymetli ve geleceğimizin teminatı olan temiz gıda ve su kaynakları gözden çıkarılmamalıdır.

İskenderun Demir-Çelik Fabrikası, Atlas Kömürlü Termik Santrali, atık demir çelik işleme tesisleri Payas bölgesinde yoğun kirlilik yaratmaktadır. Erzin’de çalışan Egemer Doğalgaz Elektrik Santrali, Ceyhan’da gübre fabrikası, kömür depolama sahaları, Sönmez Çimento Fabrikası, Yumurtalık Sugözü Kömürlü Termik Santrali bölgedeki en büyük kirleticilerdir. Havası parçacık madde kirliliği, toprağı özellikle Payas-Sarıseki’de ağır metaller ile kirlenen, iklim değişikliğinden yoğun etkilenecek bölgenin yeni kirleticilere tahammülü yoktur. 

Tam da bu yüzden İskenderun Bölgesi’ni ve Çukurova’yı zehirleyecek, geleceğimizi çalacak Hunutlu İthal Kömürlü Termik Santrali projesinden bir an önce vazgeçilmelidir.

Adana’ya Temiz Hava

Adana’ya Temiz Hava Kampanyası, iklim ve çevre koruma alanında çalışan yerel, ulusal ve uluslararası kurumların ortaklığında başlatılmıştır. Daha fazla bilgi için “Biz Kimiz” bölümünü ziyaret edebilirsiniz. Site içinde yer alan bilgiler ve materyaller yaygınlaştırılabilir. İletişim için: bilgi@adanayatemizhava.org.

 

FacebookTwitter